31 Mayıs 2010 Pazartesi

yol

Adam anlamadığım bir dille konuşuyor. Tercüman söylediklerini Türkçeye çeviriyor.  Ben cevaplarımı İngilizce veriyorum.  Adam anlıyor yine İsveçce konuşarak tercumandan çevirmesini istiyor.  Böyle bir dil üçgeni var odada. Tamamen prosedür gereği, tamamen devletin isteği.  Doktor yanlış anlaşılmamalı yabancı hasta tarafından.
Tercüman orta yaşlı bir kadın, çok duygusal, sesi titreyerek, kendi üzüntüsünü yansıtarak çeviriyor doktorun ağzından çıkanları, gözleri dolu dolu.
"gelecek diye bir şeyleri yok böyle hastaların" diyor, "malesef ortalama ömürleri 20-25 yıl"  adam pat diye söyleyiveriyor bunu ama tercüman kadın pat diye çeviremiyor işte, çok ağır sözler bunlar çünkü. "kötü bakımdan" diyor adam "enfeksiyondan, iç organların iflas etmesinden vs. ama durum böyle..."
Oğlan 25ine gelince benim kaç yaşımda olacağımı hesaplıyorum hemen. "Eh .." diyorum içimden "20  güzel yıl var önümde, ben de daha uzun yaşayamam zaten. "
Sonra birden  o ilk doğduğunda bana söylenilenler geliyor aklıma "ameliyat olmazsa 15 gün " demişşlerdi. Sonra kemoterapiye başladık, "5 yıl uzattık ömrünü " dediler. Şimdi iddialarda 25 yıla çıkmışız. Güzel yol katetmişiz,  seviniyorum. 
Ben gülümseyince tercüman şaşırıyor.
Sonra karşılıklı sigara içerken hastane kapısında, anlatıyorum ona neden gülümsediğimi, o da bana neden o kadar üzüldüğünü, otizmli oğlunu....

5 yorum:

  1. Oglum dogunca 627 di, dr yasayamaz yasarsa da cok ciddi sorunlari olur dedi isterseniz baslamadan hayati unite fislerini takmayalim.
    Yasamaz dediler
    yasadi,
    yurumez dediler
    yurudu,
    gormez dediler
    gordu,
    konusamaz dediler,
    e konusuyorda anlasalarda anlamasalarda
    Neymis dr lara cok fazla inanmamak lazimmis:)
    Saglikli sapasaglam dogsaydi da sonradan bir kaza sonucu basina birsey gelseydi geri mi verecektim?hayir!
    O zaman son damlasina kadar,herkese inat tadini cikariyorum oglumun.Kim bilir 25 seneye kadar teknoloji,saglik sektoru daha neler bulacak,yarinin garantisin olmadigi bu dunyada 25 sene sonrasini dusunerek degil,simdiyi dusunerek sarilin Umuda gerisi koca bir yalan!

    YanıtlaSil
  2. dün gibi aklımda... kulaklarımda çınlıyor adeta söylenenler... ilk zamanlar gözlerimi yakıyordu canlanan görüntüler, ama şimdi bir gülümsemeye sebep oluyor "siz görürsünüz... bu daha birşey değil..." anlamına gelen.
    o "ilk gün", ne demişti o doktor? "bi doğsun bakarız... belki müdahale etmeye bile değmez"...
    doğdu...
    müdahale edildi...
    6ncı gün anjiyo, 7nci gün ameliyat... anjiyo için doktorlara teslim ederken anestezi uzmanının sesi titriyor gözleri doluyordu bize yapılacakları, anesteziyi, riskleri anlatırken; yanında duran dev gibi asistanı dayanamadı adeta kaçtı odadan...
    anjiyo... ameliyat... kemoterapi... yetmezmiş gibi shunt... shunt enfeksiyonu... hepsini atlattı...
    şimdi dünyalara bedel bir tek gülümsemesi...
    bir anne demesi... baba demesi... gıdıklamak için bizi yanına çağırması...
    oysa ses bile çıkarması mucize diyordu MR'larını gören ama O'nu tanımayan uzmanlar...
    görmüyor dediler... ama görüyordu.
    ben biliyorum.
    duymuyor dedilere... ama duyuyordu.
    daha neler yapıyor...
    daha neler yapacak...
    biz biliyoruz... yüzümüzde o gülümseme...
    "siz görürsünüz... bu daha birşey değil..."

    YanıtlaSil
  3. çok sağlıklı güzel günler sizinle olsun. siz ve oğlunuz çok güçlüsünüz. çok kolaylıklar dilerim.
    sevgiler
    gorki

    YanıtlaSil
  4. Amerikadaki dunyaca unlu beyin cerrahi (pediatri), sana neler soylenirse soylensin, asla dinleme ve inanma..sen sadece cocuguna inan..hersey yoluna girecektir dedi..bugunku gibi kulaklarimda sozleri.. yeryuzunde dolasan en buyuk meleklerden biri o...

    YanıtlaSil