14 Mayıs 2010 Cuma

sıra sıra dizilmek

Rutin muayene olacağımız günlerden biri.  Hemotoloji odasının kapısının önündeki sandalyelerde oturmuş sıranın bize gelmesini bekliyoruz. Oğlan kucağımda uyuyor. Dilediği kadar uyuyabilir çünkü adımızın okunmasına daha çok var.
Öyle kolay değil o kapıdan içeri girmek, sabahın yedisinden beri oradayız, öğlen yemeğinden önce sıra gelirse ne ala... Sabah erken gidip numara almak gerek. İstanbul dışından gelenler var bir gece önceden. Biz de hastanede yatan tanıdığımız babalardan rica ediyoruz adımızı bir listeye ekliyorlar. O listenin olduğu kağıt o kadar değerli ki!
  Pediatri servisinde adettir anneler çocuklarının yanında kalır. Aynı odada 5 çocuk, 5 anne. Babalar Mc Donald evi denen yerde sabahlarlar koltuk tepelerinde. İşte o babaların görevidir ertesi gün muayeneye gelecek çocukların isimlerini listeye yazmak. Bir telefon yeter listeye girmeye. Sonra sabah 7de açılan "numara alma bankosu" nun önünde yeni gelen babalar listedeki sıralamaya göre dizilirler, anneler hemotoloji odasının önünde yerlerini almışlardır bile. Herkese bir sandalye düşer allahtan, yanyana dizilir anneler kucaklarında saçsız, kaşsız çocuklar...
Bende o sandalyelerde otururken o gün yanımdaki kadın o cevaplamaktan bıktığım soruyu soruyor "nesi var çocuğun?"   "Kanser" diyorum.  Kadın irkiliyor "ya öyle söylemeyin lütfen" diyor. "biz kullanmıyoruz o kelimeyi!" "Ne diyorsunuz peki?" diyorum "Uf oldu mu?"  sessizlik... sonra ikimiz birden başlıyoruz gülmeye... Yapacak daha iyi bir şey, söyleyecek daha başka şey yok çünkü...

2 yorum:

  1. hay sen bin yaşa Ayşin... gece gece güldürdün beni. sen anlattıkça ben de hatırlıyorum. o zaman da çok gülmüştüm.

    YanıtlaSil
  2. okudukça anladım...

    YanıtlaSil