21 Mayıs 2010 Cuma

karar ver ve uygula


Herkes gibi kararlar almak zorunda kaldım hayatımın belli dönemlerinde, bazısını korkararak, bazısını da doğru olduğunu derinden hissederek.
Bunlardan biri oğlanı kemoterapisinde  yalnız bırakmamak için verdiğim karardı. İlk 4 seansını yenidoğan bölümünde küvöz içinde yapılmasına karar vermişlerdi. Bölümün kapısında anakucağından çıkartıp doktorun kucağına verdiğimde daha 28 günlüktü. Önce serumlarla ve ilaçlarla dolu 3 koliyi teslim ettik sonra 3 kiloluk bebeği. "Günde 2 kere girebilirsin" dediler "onun iyiliği için..." Zaten şaşkınım zaten yeni anneyim kırkımız çıkmamış daha ikimizinde "ya sütüm?" diyorum ısrarla... Nereden duydumsa anne sütünün tüm yan etkilere iyi geldiğini? "2 saatte bir emzireceğim" diye önüme her çıkana söylüyorum "alın beni içeri"  "Burada sağabilirsin sütünü" diyorlar "sonra  şu buzdolabının içine bırak üzerine adını yazarak."  5 gün sürüyor ilk kür. O kadar az geliyor ki süt makine ile, o kadar canım yanıyor ki ayarı bozuk heyhula yüzünden. Anlıyorum böyle olmayacak.
Kararımı veriyorum; bundan sonraki diğer 12 kür için o meşhur odaya geçiyorum. Bekleme odasında türlü dudak uçuklatan efsanelerin anlatıldığı o korkunç odaya.  "Hata yapıyorsun" diyorlar "mikrop kapacak burada, üşütecek, hastayken daha da hasta olacak."  "Hayır" diyorum "benimle beraber olacak, anne sütü alacak, altını hemşire değil ben değiştireceğim, kucağımda uyuyacak."
 Çok korkuyorum bir yandan ama dönmüyorum da kararımdan.
Daha yeni anneyim  gaz nasıl çıkartılır bilmeden balıklama atlıyorum olayın içine. Ellerim titrerken, boğulurken üzüntüden ilk başlarda, zamanla öğreniyorum;  hem elinden hem ayağından serum takılıyken emzirebilmeyi, ne şart altında olursa olsun sadece istersen süt gelebileceğini, deri altından iğne yapabilmeyi, o ağlarken ağlamamayı, serum değiştirebilmeyi, tahlilleri okumayı, kirli bez tartmayı, gece yarıları laboratuara koşmayı, odadaki diğer çocukları sakinleştirebilmeyi, anne yatağına sığabilmeyi, saatlerce hareketsiz durabilmeyi, sakin olmayı, sabretmeyi, şükretmeyi, herşeyle dalga geçebilmeyi, hayatta kalabilmeyi.
18 ay sürüyor tedavi her günü diğerinden farklı. Asla pişman olmuyorum aldığım karardan, ailecek birarada almaktan kemoterapiyi...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder