15 Mayıs 2010 Cumartesi

ayrı kimlikler

Anne olarak ayrı bir kimliğe, iş kadını olarak ayrı bir kimliğe, küçük kız kardeş olarak ayrı bir kimliğe bürünmek bir kadın için mümkün. Bende bir kimlik daha var. Buna "hastane" kimliği diyorum.  Bu kimlikte benim adım yok.  Herkes bana "annesi" diye hitap ediyor. Yaşım yok, mesleğimin , eğitimimin, tecrübemin hiç bir önemi yok. Sadece hasta çocuğa sahip bir kadınım.  Hastanede 18 ay boyunca bu kimlikle yaşadım.  Halen de kontrole gittiğimizde, ara ara geçirdiği hastalıklarla koridorlarda beklediğimizde yine bu kimliğe bürünüyorum. Sırtım dikleşiyor, kalbim normalden daha hızlı çarpıyor, tek kaşım mutlaka kalkmış oluyor, herşeye herkese  şüphe ile bakıyorum.  Hataya yer yok bu kimlikte, hep tetikteyim. 
Bazen,  çok nadiren bu kimliklerden bir kaç tanesinin çakıştığı zamanlar oluyor. İki dünya çarpışıyor o zaman neredeyse şimşekleri görebiliyorum.  İş nedeniyle bulunduğum bir alışveriş merkezinde, iş arkadaşlarımla beraberken  doktorlarımızdan biriyle karşılaşırsam iki dünyanın çakışması gerçekleşiyor.  Karşımdaki insanın kim olduğunu anlayamıyorum önce, uzun uzun yüzüne bakıyorum.  Sonra bir titreme geliyor ve ne konuşacağımı şaşırıyorum. "Nasılsınız? Evet oğlan iyi teşekkür ederim..." cümlesi o kadar zor çıkıyor ki ağzımdan.  Asla bir araya gelemeyen ve uyum içerisinde yaşayamayan kimlikler bunlar, en iyisi birbirlerinden olabildiğince uzak tutmak...
(illustrasyon: Audrey Kawasaki)

2 yorum:

  1. hastane bir anlamda askerlik gibiydi aslında. bir üniforma eksikti bence. gerçi bu anlamda doktorların işi rütbeli askerlerden biraz daha zor; davranış belirleme açısından ki, buna da çok takılmıyorlardı çoklukla. 'tecrübem ve eğitimimin ne olduğunun hiç bir önemi yok' demişsin ya, aslında önemli bence. eğitim ne kadar çoksa orada hayat o kadar zorlaşıyordu çünkü.
    daha ilk günlerdi, bir gece sıklıkla yaptığımız geceyarısı Umut uyurken zaman geçirme telefon konuşmalarından birinde bana 'bize benzeyen insanlar nerede tedavi oluyorlar?' diye sormuştun. cevap vermek çok zor gelmişti, pek çok sebepten... ne günlerdi?!?

    YanıtlaSil
  2. yaaa o kadar dogru ki... ben Turkiyeye geldigimde burada sozum ona konusunda en iyi fakat insanliktan bir o kadar uzak prof dr'muz, yasadigimiz olaylari anlatmaya calisirken ben dinleme nezaketinde bile bulunmadi..Ozel muayne, kendi belirledigi A Tipi ozel hastane ve odedigimiz onca faturaya ragmen...Hatta ben bazi seyleri ilk defa Amerikada duydugum. Turkce karsiligini bilmedigim bir cok tibbi kelimenin Ingilizcesini bildigim halde telafuz etmemeye bile calisiyordum ki fazla ukalalik yapiyormus gibi olmamak adina..
    Bir de yine aklima geldi.. guler misin aglar misin ..hikayemizidinlemis olan Cerrahpasa'daki bir prof ki Allah icin cok seker bir adamdi..Hadi bakalim soyle... 'in Ingilizce karsiligi ne..Adam ayak ustu hem guluyor hem de beni sinavdan geciriyordu.. Sanirim o bunu ukalalik olarak almadi...hatta sevimli bile gelmistim galiba.. Hos ukala olmak sanirim o durumda olan bir insan icin ki bebklikten bahsediyorum...insanin hic aklina gelmeyecek birsey olsa gerek..

    YanıtlaSil