1 Mayıs 2010 Cumartesi

aynı sorular, aynı kaygılar




eski evimin üst katına 30 yaşında otistik oğlu olan çok tatlı bir kadın taşınmıştı. Oğlan çok güzel eğitim almış, hayata adapte olmuş, kardeşinin mimarlık ofisinde ofisboyluk yapıyor ve tüm yaz boyunca evde tek başına da kalabiliyordu. Bütün bunları nasıl becerebildiğini sorduğumda kadın "sabırla" demişti, "ince ince dantel gibi işleyerek". Eşiyle beraber okul yolunda kaybolmasın diye nasıl gizlice peşinden yürüdüklerini, önce öğretmenlerini eğittiklerini, bindiği minübüsü arkasından taksi ile takip ettiklerini, kardeşinin desteğini, hastanelerde yaşadıkları günleri anlatmıştı.

Ve bana dedi ki: "Geçtiğin evreleri o kadar iyi biliyorum ki tek tek sayabilirim. Önce neden ben diye sordun kendine, şu anda kızgınsın herkese ve herşeye, sonra kabul edeceksin ve beraber yaşamanın keyfine varacaksın, sonra endişeler başlayacak ben öldükten sonra ne olacak diye, en son evre de boşvereceksin ne yapalım bunu veren Allah benden sonrasını da planlamıştır herhalde diye".

İlk aşamaları aynen söylediği gibi yaşadım, şu anda kabul etme ve beraber yaşama evresindeyim. Sonrasını düşünmüyorum zaten, bakalım zaman ne gösterecek...

2 yorum:

  1. ne kadar ayni ... inanilir gibi degil.. benzer durumda olan herkes ayni yollardan geciyormus meger.. ancak o baslangic noktasinda bunu soyleyebilecekkimse yok etrafta..once karanlik bir tunelde yurumeye baslamak ve korkmak sonraysa bir fener bularak yola devam etmeye benziyor..

    YanıtlaSil
  2. Ayni olan seylere ek olarak benim hissettigim de ilk anda "yeryuzunde sadece ben bu aciyi yasiyorum,ve benden baska bir anne yok bu aciyi ceken"olmustu ...o kadar yalniz o kadar yapayalnizdim ki o zaman.

    Simdi kahkaha atip,kavga etme ve why li sorulara cevap bulma donemindeyiz:)

    YanıtlaSil