21 Nisan 2010 Çarşamba

küçük adımlar

Küçük ama çok küçük adımlar atmayı keşfetmiştim bir zamanlar. Anı yaşamayı öğrenmeye başladığım zamanlardı ,yani 5 sene öncesi. Sırtımda içi ağzına kadar dolu çanta kucağımda kiraz dudaklı, saçsız, kaşsız, kirpiksiz bebek.Arabanın içi en az 15 gün hastanede kalmamıza yetecek kadar eşya dolu."İlk önce merdivenleri düşün" derdim kendime "atacağın ilk küçük adım bu".Önümüzde uzun ve zor bir kür olacak. Sonrasını düşünme, yarın ilaçtan sonra kusmaya başlayacağını düşünme, sadece merdivenler çıkılacak, küçük adımlar küçücük. Şimdi sıranın bize gelmesini bekleyeceğiz, ikinci adımımız bu. Hayır kan değerlerinin dibe vuracağı günü düşünme, kapının koluna bak sadece, içeriye çağırılacağımız anı düşün. Sonrası sonranın işi....

Tam 18 aylık tedaviyi tamaladık bu şekilde düşünerek. Bugün de bunaldığımda, birileri "belki" diye konuşmaya başladığında, her kontrol anında, yine bu yöntemi kullanıyorum, endişeleri öteliyorum. Önce merdivenler, sonra kapının kolu, küçük adımlar...

3 yorum:

  1. ilk zamanlar sürekli birisi gözlerime bir avuç cam kırığı atmış gibiydi... sonra, adım atmamız gerektiğini anladık... dik durmamız gerektiğini. bizi yıkmayı başaramayanın bizi daha güçlü yapacağını. koşmak istiyorduk aslında, ama yürümemiz gerekiyordu küçük adımlarla. derken birşey daha öğrendik, daha doğrusu kaybettiğimiz birşeyi bulduk... gülmek, neşe... nasıl bir güç bilemezsiniz... yok yahu bilirsiniz, farkında olmasanız da. ama bazıları bilmez... bilmek istemez. kimseler de bilmesin ister hatta... onlardan biri bir gün yolumuzu kesip, aşağılarcasına bir ifadeyle, "siz durumun ciddiyetinin farkında değilsiniz galiba" dedi "kendinizi kötüye de hazırlamanız lazım"... haykırmak istedim "asıl sen bizim ciddiyetimizin farkında değilsin!", ama sessizce dinledik "öğütlerini"" yüzümüzde hafif bir gülümseme ile :)

    YanıtlaSil
  2. o sıralar bir rüyanı anlatmıştın. aslında konu yoktu, his vardı. 'hiç birinizi tanımıyordum, çok mutluydum'demiştin. bende de benzer bir his arayışı vardı o sıralar. uyuyor olmak ve herşey bittiğinde uyanmak. her ikimizinki de olmadı tabii. çünkü uyumadan ve tanışarak ve küçük adımlar atarak mutlu olmayı öğrenmemiz gerekiyordu. öğrendik sanırım, ne dersiniz?

    YanıtlaSil
  3. o rüyayı unutmadım, ara ara kaçıp gitme isteğim de oluyor, bir kapıdan geçip hiç tanımadığım bir boyutta olabilme isteği... Seyahat etmek iyi oluyor bu anlara denk gelirse. Havaalanları kapılarım oluyor, farklı ülkeler ise farklı boyutlar. Küçük adımlara gelince evet haklısın bu bir öğrenme şekli ama keşke böyle öğrenmk zorunda kalmasaydık

    YanıtlaSil