22 Nisan 2010 Perşembe

refleksoloji


Refleksolojiyi duymuştum ama CP'li çocuklara da uygulanabilceğini ilk defa gazetede okudum. Oğlanı alıp gittik. İnanılmaz kalabalık, girişte bir pano, panoda oraya gelen ünlüler... Merkezin kurucusu soluk almadan konuşuyor, bizim daha önce adını duymadığımız için şaşkın. "Tüm kadın programlarında çıktık" diyor, "kendimizi anlattık" İyi de ben kadın programları seyretmiyorum ki... Adam kendini övüyor da övüyor, "seneye kalmaz" diyor, "epilepsisini sıfırlarım"İçimden saydırmaya başlıyorum. Adam oğlana dönüp "seni futbolcu bilmem kimle de tanıştırırım" deyince, ben de şafak atıyor. Eşime dönüp "kalk gidelim" diyorum, "adam şarlatan!" Ama kalkamıyoruz "ya doğru söylüyorsa? Söylediklerinin yarısı bile gerçekleşse muhteşem olmaz mı?. "İlaçları bırakmayacağız ki, sadece ayaklara masaj yapılacak, kaybedecek bir şeyimiz yok!" diye üst üste tekrarlıyoruz birbirimize.

İşte bu duyguyu sevmiyorum, karşımdakinin aciz birinden para kazanmaya çalışıyor olabilme ihtimalinden nefret ediyorum. Umut dünyası pazarı midemi bulandırıyor.

Yine de kandırılıyoruz duygusu yerine, işe yarayacağına inanmayı seçtik ama zamanla başka bir uzman bulduk, şimdi içimiz biraz daha rahat.

Enteresan olan ise 5 senedir her 6 ayda bir yaptırdığımız eeg kontrolünde ufak bir düzelme görülmesi. Ya refleksolojiden, ya öyle olmasını istediğimizden, yada zaten öyle olacağından... Farketmez ki, ben sonuca bakarım!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder