23 Nisan 2010 Cuma

hayata adapte olmak

Konu engelli çocuk olunca aileler utanç, çocuğu saklama, toplum içine çıkarmama gibi davranışlara giriyorlar. Ailelerin yaşadıkları bu ruh hali aslında çok da garip değil.
Çocuğumla ilk yaşadığım hisler can acısı, üzüntü ve çocuğa karşı ağır bir bağımlılıktı. Beraber dışarı çıktığımızda insanların acıyan bakışları, tanımadığımız insanların durdurup sorular sorması, birbirlerini dürtüp çocuğumu işaret etmeleri çok canımı yakıyordu ve bu da bizi daha içe kapalı bir yaşama doğru itiyordu. Bunları tecrübe etmektense kaçmak daha kolaydı.
Sonra bu durumun aslında başkaları tarafından değil, öncelikle kendi ailesi tarafından yapılan bir haksızlık olduğunu ve böyle gidesek durumun hepimiz için gittikçe kötüleşeceğini farkettim.
Çocuğuma elimden gelen en güzel hayatı vermeliyim. Yürüyemiyor, konuşamıyor veya ellerini kullanamıyor olması bunu değiştirmez. Normal bir çocuğum olsaydı ona verebileceğim herşeyi engelli çocuğuma da vermek zorundayım hatta daha fazlasını.
Bunu farkettiğimde üzerine gitmeye karar verdim ve ilk işim kimsenin birbirini tanımadığı bir apartman dairesi olan evimden çıkıp kalabalık havuzlu bir siteye taşınmak oldu. Özellikle bahçe katı istedim ve özellikle herkesin önünden yürümek zorunda olduğu daireyi seçtim. Taşındığımızda evin önünden yürüyen herkesle çocuğumla tanıştırdım ve kısaca hikayemizi aktardım. Her gün havuza soktum, oyun odası kalabalıkken çocukların arasında oturttum. Aradan 2 yıl geçti ve oğlan şu anda sitenin göz bebeği. İnsanlar havuzda bizimkiyle yüzmek için sabırsızlanıyor. Akşamları komşularımız oğlanı evlerine alıp oyun oynuyor, bahçemiz arkadaşlarımızla dolup taşıyor.
İnsanlar bazen neye nasıl tepki vereceklerini bilemiyorlar ya kolay yolu seçip kaçıyorlar ya da yokmuş gibi davranıyorlar. Buna bozulup üzülmektense ve herşeyi karşıdakinden beklemektense bir adım atıp onları olayın içine çekmek gerekiyor bazen. Gerisi çorap söküğü gibi geliveriyor.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder