30 Nisan 2010 Cuma

hastaneler

Daha yeni sayılır, basit bir soğuk algınlığı sanmıştık oğlandaki kırgınlığı. iki güne kalmadı elimizi kolumuza bağladı. O öksürdü bizim ciğerlerimiz parçalandı. Doktorum burada değil, hastanemde yatak yok, çaresizlik en acısı. Yatırıldık yine özel hastanelerden birine.
Bizi tanımayan doktorlar paniklerde, engelli çocuk hastaya nasıl davranmaları gerek bilmiyorlar... 5 senelik yoğun tedavi, cerrahi için ayrı, nöroloji için ayrı , onkoloji için ayrı, nefroloji için ayrı, fizik tedavi için ayrı ayrı doktor takipleri ama sahipsiz hissediyorum. Bütününe kim bakacak bu çocuğun? Kimse taşın altına elini koymuyor mu? Duvarları yumrukluyorum "biz bu çocuğu okyanuslardan geçirdik, zatureye mi teslim edeceğiz?"


Gözüm kapıda, çocuk kucağımda, öksürdükçe kayan oksijen maskesini tutuyorum. Kapı her seferinde başka sorularla açılıyor ;"gazete ister miyiz?""yemek yer miyiz?" "ya temizlik?"

Sonunda tanıdık bir yüz beliriyor odada, eski hastaneden özel olarak çağırtılmış, enfeksiyon uzmanı... "gidin buradan, hemen" diyor "durum ciddi..." Başka bir hastanenin çocuk servisinin başındaki Prof aranıyor. İçimden yalvarıyorum, kabul etsin diye, zor vaka diyerek red etmesin diye. Telefondaki Dr. anne ile görüşmek istediğini söylüyor, sakin olmaya çalışarak alıyorum tlefonu "kabul ediyorum oğlunuzu" diyor doktor "ancak ön ödemeyi yapmayı kabul ederseniz." "Çok utanıyorum" diye de ekliyor "ama hastanenin politikası böyle, elimden başka bir şey gelmiyor."

Ben o gün o ön ödemeyi kabul edebildim, çocuğum profesyonel bir tedavi ve bakım gördü, 10 gün sonra sapasağlam evdeydi. Peki ya kabul edemeseydim?

Sağlık sistemimiz parası olmayanı boş yatak için kapı kapı dolaştırıyor, özel hastanelere 5 yıldızlı otel hizmeti verdirtiyor, Profesörlere ön ödeme istetiyor. Çok yanlış şeyler bunlar, çok ama çok yanlış...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder