19 Haziran 2010 Cumartesi

küçük dev kadın (1/4)

Aslı Dinçman asıl küçük dev kadın! 
Farkımız; o bedenini benim kadar, ben  zekamı onun kadar rahat kullanamıyorum. Doğuştan CP'li. Zehir gibi bir zekaya, müthiş bir sağduyuya, farkındalığa ve eli öpülesi bir anneye sahip.
Aynı yaştayız. O bu blog sayesinde beni buldu,  ben de onun sayesinde sorularımın yanıtlarını.
Daha önce yetişkin bir spastikle tanışmamıştım. Eminim çok fazla insan da karşılaşmamıştır. Hep bize karşı insanların davranışlarını anlatıyorum, yazıyorum, yakınıyorum ama gazete muhabirinin  bana sorduğu soruyu yanıtlayamamıştım. "Peki biz bir engelli ile karşılaştığımızda nasıl davranmalıyız?" diye sormuştu Mesude Hn. içtenlikle. Ağzımda bir şeyler gevelemiştim, ama ne yapılmaması gerektiğine dair olmuştu cevap ne yapılması gerektiğine dair değil.
Aslı Hn'ın 2007 yılında Garanti Bankasının düzenlediği "yarına 4 ışık" projesi için yazdığı yazıyı okuyunca kavradım cevabı. Çok net. Önce spastik olmanın nasıl bir şey olduğunu tüm ayrıntısı ile anlatıyor sonra da karşılaşan kişinin neler yapması gerektiğini.
Aslı Hanım tek eli ile kullanabildiği bilgisayarıyla muhteşem bir yazı yazmış, ben de zamana yayarak sindire sindire okunsun istedim, tam 4 gün boyunca 4 ayrı parça halinde...

EĞER BİR GÜN BİR "SPASTİK" İLE KARŞILAŞIRSANIZ...


Biz spastikler, beyin ya da sinir sistemi hasarının yol açtığı motor-kontrol yetersizliği nedeniyle hareketlerimizi denetlemekte güçlük çekeriz. Adalelerimizdeki istemsiz kasılma ve hareketler, bize özel bir görünüm verir. Vücudumuzdaki tüm kaslar üzerindeki egemenliğimiz ve bazı koşullarda yutkunma refleksimiz yeterince gelişemediği için toplumdaki genel kanı, zihinsel özürlü olduğumuzdur. Oysa ne kadar farklı görünürsek görünelim, zekamız -istisnalar dışında¬ normal, bazı koşullarda ise normalin de üstündedir...

Yine de biz spastikler, zihinsel potansiyelleri en trajik biçimde reddedilen ve geliştirilmeyen tek özürlü grubuyuz. Bunun anlamı, "ÖZÜ REDDETMEKTİR"... Bugüne dek salt fiziksel gelişimimize önem verildiğinden, ZEKAMIZDAN, EN BÜYÜK GÜCÜMÜZDEN UZAK YETİŞTİRİLDİK... Oysa biz spastikler için ZEKA, "HER ŞEY" demektir... Zihinsel potansiyelimizin açığa çıkarılması salt eğitsel açıdan önem taşımaz, doğal eğilimlerimiz de zekamızı optimum düzeyde kullanabileceğimiz biçimde programlanmıştır. Çünkü en büyük gücümüz odur ve diğer yetersizliklerimizin boşluğunu da ancak o doldurabilir...

Günlük yaşamda, bedensel engellerinden kaynaklanan aşağılık kompleksinden kurtulmak için, fiziksel yeteneklerini ön plana çıkararak başarı kazanabildiklerine inanan, kısacası "ÖZÜNÜ REDDEDEN" birçok spastik göreceksiniz. Eğer sizden bunu bekliyorlarsa, onları alkışlayın... Çünkü, mutlu görünseler bile, kendileri için neyin doğru olduğu onlara öğretilmemekte, dolayısıyla da bu yanılgıya kendi özgür seçimleriyle düşmemektedirler...

ONLARI ALKIŞLAYIN AMA ONLARLA KONUŞMA FIRSATI BULURSANIZ, ÖZELLİKLE DE SPASTİKLERİN YAŞAMDA BEYİNLERİYLE ÜSTLENEBİLECEKLERİ ÇOK DAHA ÖNEMLİ SORUMLULUKLARININ BULUNDUĞUNU VE FİZİKSEL BAŞARILARDAN DUYACAKLARI MUTLULUĞUN, İNSANLIK YARARINA KULLANILACAK OLAN ZİHİNSEL BOYUTTAKİ SINIRSIZ YARATICILIĞIN GETİRECEĞİ DOYUMUN YANINDA SON DERECE SÖNÜK KALACAĞINI DA FISILDAYIN...

http://www.aslidincman.blogspot.com/
(fotograf: eric almas)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder