23 Şubat 2011 Çarşamba

kostüm

İşten geç saatte çıktım dün. Umut’un uyku saatine yakın bir zamanda eve yaklaştım. Uzun zamandır almak istediğim bir kitap vardı, eve girmeden iki sokak ötedeki kitapçının önüne park ettim. Tam kasadayken kapı açıldı içeri küçücük boylu, kocaman sesli bir kız çocuğu girdi, arkasından da annesi en son da babası. Kız çocuğu “kurdele boyayacağız kalem var mı kaleeemm?” diye bağırmaya başladı heyecanla. Annesi arkasından açıkladı, ertesi gün okulda kostüm giyeceklermiş, kızı da uğur böceği kılığına sokacaklarmış. Kırmızı kurdele takacaklarmış saçlarına, kalemle de puanlar yapacaklarmış. Kumaş kalemi var mıymış. “Yok” dedi tezgahtar. Üzüldü kızcağız, dayanamadım ben. “Keçeli kalemle yapın canım puanlarınızı” dedim. “Yıkamayacaksınız ki sonuçta. Biraz küçük çizin benekleri satenin üzerinde yayar çünkü boyası, istediğiniz gibi olur işte!”. Sessizlik. Bu kadın da kim bakışı bir an. “Resim öğretmeniyim de” diye söylenen yalan. Aydınlanan yüzler. Sevincinden hoplayan bir kız çocuğu, gülümseyen anne ve ardı arkası gelmeyen sorular


“hocam başka ne yapabiliriz?” “hocam uğur böceğinin anteni olur mu?” “hocam kostümü başka nasıl süsleyelim” “hocam saçını nasıl toplayalım”

Aman dedim Ayşin ne yaptın? Burası zaten küçücük yer sık sık karşılaşacağız, söylenir mi böyle yalan, çık şimdi işin içinden. Tamam resim öğretmenliği yaptın da bir zamanlar, üniversite öğrencisi ile yuva öğrencisi aynı mı?

İçimde bir şeyler buruldu oradan hızla uzaklaşırken. Umut’a göz kalemi ile bıyık çizip yüzüne maske takıp “zoro” yapmıştım ama full kostüm giydirmeyi akıl etmemiştim bugüne dek. Kızın sevincini Umut’ta yaşasın istedim. Çocuklardan çok şey öğreniyorum. Hadi bakalım biz de girelim bu dünyaya, neyimiz eksik?

1 yorum:

  1. Ayşıncım
    bizde de geçen haftasonu kostümlü parti vardı.
    Cıvıl cıvıl kılıktan kılığa girmiş bir dolu çocuk :)
    Fotoğraflar blogta ;)
    Öpüyorum

    YanıtlaSil