31 Temmuz 2011 Pazar

sünnet düğünü

pazar sabahı, saat 10:30. Umut daha uyanmadı, tahminimce 12'ye kadar uyuyacak. Yattığı saatte kalkmayı yani tam 12 saat uyumayı alışkanlık edindi çünkü, nasıl hesaplayabiliyorsa vucudu, 12 saati şaşmıyor hiç.
akşam bir sünnet düğününe götürdük oğlanı. Öğretmeni her seferinde "kalabalıklara karıştırın çok streril büyütüyorsunuz, gürültü arasına sokun, bir çok uyaranı bir anda almaya alışsın"  demesine rağmen ısrarla ne bir alışveriş merkezine ne de çarşıya pazara götürdüm oğlanı.
Çok yakın komşumuzun torununun sünnetine çağrılınca" tamam" dedim," fırsat bu fırsattır gidelim." Havuzbaşında yemekli bir davet, şık davetliler ortalıkta koşturan çocuklar bizimkini heyecanlandırdı. Kollarından tutup masaların arasında yürüttüm, eğilip onu seven herkese öpücükler yolladı, keyfi oldukça yerindeydi taa ki şarkıcı bir ablamız eline mikrofonu alıp şakımaya başlayıncaya kadar. Davetliler coştu, herkes kalkıp dansetmeye, el çırpmaya başladı. İşte o zaman bizimki ilk düğün şokunu yaşadı. Önce elleri kasıldı, gözleri faltaşı gibi açıldı, sonra dudağını büktü ağlama pozisyonuna geçti fakat tam da karar veremedi, o surat ifadesiyle 10 dakika kucağımda oturdu.
Sonra baktı ki bu iş bitmiyor  kucağımdan kendini resmen yere attı.  Önce yürümek istiyor sandım omuzlarından tuttum ama durum öyle değilmiş, oğlan dans edip ortama uyum sağlamak istermiş Başını sağa sola sallayıp kollarını aşağı yukarı oynatarak dans etmeye başladı bizimki. Tüm komşular tempo tutup Umut'u gaza getirdikçe daha hızlı dansetmeye değişik figürler sergilemeye başladı, ben ağzım açık seyrederken, babası bunca yıldır dinlettiği rock ve cazz parçalarına değil de Serdar Ortaç şarkısına coşan oğlunu dudağını bükerek seyretti.
Çok eğlendi , çok yoruldu ama saat 12'de eve girdiğimizde bile "top" oynamak istiyordu.
İlk düğün maceramız başarıyla sonuçlandı.
Darısı diğer sosyal ortamların başına.

2 yorum: