4 Ağustos 2010 Çarşamba

sesler

Görmeyen birine renkler nasıl anlatılır? Ya duymayan birine sesler?
Seneler evvel daha sinirli bir ergenken seyrettiğim bir filmde görmeyen bir kızın eline sıcak bir taş tutuşturup "bak bu kırmızı" demişti esas oğlan. Ardından diğer eline soğuk bir taş verip "bak bu da mavi" çok etkilenmiştim. Biraz düşününce bir yolu bulunuyor mutlaka...
Oğlanın işitme duyusunun görmesinden çok daha iyi olduğunu anladığımdan beri, sen çok seslerden yardım alıyorum. Örneğin  musluğu her açtığımda "su" diyorum, buzdolabından her ses geldiğinde adını söylüyorum. Bilgisayarın durduğu köşe, televizyonun yeri, kapı, elektrik anahtarları, koridora asılı ses çıkartan ıvır zıvır,  hepsinin yerini seslerinden biliyor bu sayede.  Önce sesi duyuyor, sonra dönüp bakıyor.  Ayaksesimizden bizi tanıyor, hangimiz  yaklaşıyor biliyor.  Müthiş bir kulak.  Kazara elimiz bir nesneye çarpsa çıkan sesten ne olduğunu ayırd edebiliyor.  Telsiz telefonla kumandanın farkını sehpaya konduklarında çıkarttıkları seslerden anlıyor.
Kemoterapi "duyma kaybı"na yol açar diye sık sık kontrole gönderildik tedavi aşamasında.  Hastanenin labirentlerinin birine saklanmış 70li yıllardan kalma küçük bir gezegendi odyoloji.  İki şeker doktor hanım odanın atmosferine uyan kostümleriyle bizi karşılar, olabildiğince nazik, oğlanı kuveze yatırır, dev kulaklıkları yerleştirir, emzik ağzında, kafasında elektrotlarla rutin testini yaparlardı.  Her seferinde "duyma kaybı" çıkardı hiç şaşmadan.  En sonunda işitme aleti vermeyi teklif etti nazik hanımlar, güldük eşimle. "fısıltılarımız duyuyor " dedik, "olabilir" dediler "tiz sesleri duyabilir, ama işitme kaybı var." " Sonra " derdik eşimle s"onra alırız aleti ,şimdi gerek yok, biraz zaman geçsin."
Zaman geçti, komşunun köpeğinin havladığını, sokaktan geçen arabaları, taa uzaklardan belli belirsiz duyulan ezanı hepimizden önce farketti, taklitlerini yaptı.  Hiç bir sesii kaçırmıyor, onca gürültü arasından istediği sese odalanabiliyor, dinliyor, öğreniyor.  En çok onu şaşırtan seslere gülüyor, garip ötüşlü bir kuşa, egzosu patlamış kamyonete veya abartılı verilmiş bir öpücüğe kahkahadan kırılıyor.
Sesler en büyük yardımcımız.
Tutmuyor işte bazen testler, yanına bile yaklaşamıyor.
(fotograf: corey arnould)

2 yorum:

  1. yine kesinlikle bilimsel olmayan şahsi görüşüm... "normal" esas alınarak yapılan her türlü test, ölçüm, vs. "özel" durumlarda İ-ŞE YA-RA-MAZ!

    YanıtlaSil
  2. Ah o testleri yapanlar BİZİ bir görebilseler...

    YanıtlaSil