15 Ağustos 2010 Pazar

tatilin özeti

"kirazzz" diye bağırıyorum, gülüyor Serhan "kocayemiş o" diye. "likapa" reçeli ikram ediyor, "sen bunu yaban mersini diye bilirsin" diyerek.  Hakikatten öyle, hatta yabanmersininden öte "blueberry" olarak bilirim, Starbucks'ta yediğim muffinlerden. Utanç verici.
Pansiyonun sahibi Serhan sırtımıza yastık koyuyor, masamıza muhlama, çay...Pikniğe iniyoruz dere kenarına, ayaklarımız buz gibi suyun içinde, ekmekarası peynir domates... Balıklıgöl'e çıkıyoruz 2,5 saat turmanış, yükseklik 3000mt. çıkmak değil de inmek çok zor geliyor. Eşimle grubun en sonundayız, kondisyon sıfır. Telefon çekmiyor pansiyonda, yürürken bulduğum her sinyalde evi arıyorum. Oğlan kulağımı sağır ediyor "annneeeee" diye bağırarak kahkahalar atıyor, içim rahatlıyor.  Komşularımız hergün oğlanın resimlerini çekip mesaj atıyorlar. Pansiyondan çıkıp 2km yürüyorum o fotograflara bakabilmek için. Özlüyorum, düşünüyorum, yaşıyorum.
Seneye oğlanla geleceğiz kısmetse...
(Fotograf: Serhan Pirpir)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder