1 Ağustos 2010 Pazar

100

100. yazı. Garip ama gerçek. Neredeyse bir solukta 100 yazı  çıkartabileceğimi önceden söyleseler inanmazdım.  Ne kadar dolmuşum, ne kadar ihtiyacım varmış sökülmeye parça parça...
Hayatımda "blog arkadaşlığı" diye bir kavram oluştu.  Üye olanlar, onların blogları, izlediklerikleri derken kapı kapıyı araladı.  Ben annelere ulaştım, anneler bana.  Yorumlar, mailler derken baktım ki bilgisayardan uzaklaşamıyorum, O gün başıma gelenleri blogda yazmaya değer veya değmez olarak nitelendiriyorum. Her eve lazım bir uğraşmış meğer, uzun zamandır mücadele ettiğim "boşluk" duygusunu artık hissetmiyorum.
Bu blog için bana güç veren, destek olan,  öğrenmemi sağlayan herkese özellikle eşim, Bernev, Damla,  Alperen ve annesi, Aslı Dinçman ve Burcu Karadayı'ya sonsuz teşekkürler!
(Fotograf: David Benjamin)

4 yorum:

  1. bloglar bağımlılık yapıyor gerçekten.iki gün yazmasan boşlukta hissediyorsun.ya da arkadaşların yazmasa acaba bişey mi oldu diye merak ediyorsun.İyi ki sen de burdasın:)

    YanıtlaSil
  2. Farklı bakmayı öğrettiğiniz için asıl ben teşekkür ederim. Bakıp görmediğim onca şey varmış ki... Bu yazılar deniz feneri sanki, olmasalar daha çok ıskalardım hayatı...

    YanıtlaSil
  3. ben de öyle düşünüyorum okurken sizi, iyi ki açmışsınız bu blogu, gerçekten hem sizin çok ihtiyacınız varmış yazmaya, hem bizim bunları okumaya...

    YanıtlaSil
  4. senin yazdığın gibi ben de aynı duygularla okudum,bazı anıları tazeledim, kimini unutmuşum, hatırladım. ama en çok ta senin ne yaşadığını öğrendim. sayende ben de aslı dinçman'dan haberdar olup okumaya başladım. ben de sana teşekkür ediyorum; bu kadar açık ve hesapsız paylaştığın için, ailemize katıldığın ve umut'u da kattığın için.

    YanıtlaSil