23 Ekim 2011 Pazar

kız çocuğu

Hani çocuklar parmaklarını uzatıp gösterek  dalga geçerler ya, işte bugün bir velet aynısını bize, yani Umut'a yaptı.
Hava güzel diye Starbucks'a gittik kahve içmeye. Ne zaman orada olsak biz kahvemizi içeriz, Umut çikolata soslu kremasını yer, gazetemizi okuruz, sonra da tutarım Umut'u kollarından ve masaların arasından yürürüz.  İnsanlar bize bakar, biz onlara bakarız, yanımıza gelene Umut "me"(merhaba) der, kimi cevaplar, kimi cevaplamaz, hiç takılmayız.  Çocuklar çevremizde dolanır, kimi soru sorar, kimi sormaz, gülümseriz.  Biz, ikimiz keyifle  yürürüz masaların arasından, açık havanın tadını çıkarırız.
Bugün mini bisikletiyle o ufaklık geldi yanımıza ve parmağını Umut'a uzatarak, "Şunun kafasına bakın, ne kadar da küçük!" dedi.
Kızmadım, gücenmedim, sinirlenmedim aksine bana  komik geldi durum. Sonuçta 5 yaşlarında bir kız çocuğu, içinden enerji fışkırıyor, kendinden farklı olana çocukça tepki gösteriyor. An önemli farkındayım çünkü Umut benim tepkimi kopyalayacak, ileride ben yanında yokken aynı şey başına gelirse aynını uygulayacak. Gülünseyerek Umut'la beraber kızın  yanına gidip  "adı Umut, senin adın ne?" dedim. "Olivia" dedi "yürüyemiyor mu?" dedi "deniyor" dedim. Konuşmaya başladık.
Çok değil 5 dakika sonra Olivia Umut'un kendi bisikletine binmesi için bana yalvarıyordu. "oturamaz" deyince "ben tutarım, lütfen" diyor, babasına ısrarla Umut'u tanıştırıyordu.
Bir kızın daha kalbini çaldık!!!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder