19 Aralık 2011 Pazartesi

CP dostu balıkçı


Evin yakınında yeni açılmış bir balıkçı.  Ünlüymüş meğer, herkescikler bilirmiş de bir bizim haberimiz yokmuş. Balıkları çok lezzetliymiş, nezihmiş, hatta salaşmış, ne güzelmiş.  Haftasonu okumuştum evin kapısına bırakılan  magazinde.  Kafamın bir kenarına da yazmıştım, "mutlaka gidilsin" diye.
Bugün iş yerinde zor bir gün geçirip sigortalarım atmış şekilde eve dönerken yolda karar verdim "Grand Çello"ya akşam yemeğine gitmeye. Hemen Umut'un tekerlekli sandalyesini bagaja atıp yola koyulduk.
"Umut kırmızı anorağıyla tekerlekli sandalyesinde şirin mi şirin görünüyor" diye gülerek kapıyı açtılar bize" diye düşündüm önce.  Sonra bizi özenle masamıza yerleştirip Umut'u kafasından öpüp,  eşiminde sırtını sıvazladıklarında  anladım bir yakınlık hissettiklerini.  Balıkçının sahibiymiş bizi karşılayan, yanındaki de yardımcısı . Kendisinin şu anda 18 yaşında olan CP'li bir yeğeni varmış, yardımcısının da 5 yaşında CPli bir torunu.  Haliyle herkes biliyor nasıl konuşacağını, ne konuşacağını. Umut birine "abi" diğerine "dede" diyor, kucaktan kucağa taşınıyor, ellerde peçete akan tükürükler adamcağızlar tarafından siliniyor, her şey çok doğal, her şey çok normal.  Kucakta lokanta içinde koşturuluyor, yorulunca tekerlekli sandalye hızla itilerek araba sesleri çıkartılıyor, herkes çok eğleniyor. Mutfağa taşınıp oradaki abilerle tanıştırılıyor. Umut coşuyor, o kadar çok coşuyor ki kusuyor, ama o kadar normal karşılanıyor ki hemen yedek kıyafetleri giydiriliyor, gülünüp geçiliyor. Kimse soru sormuyor, panik yapmıyor, oradaki herkes biliyor ki böyle şeyler hep oluyor.
 İlk defa hiç tanımadığımız, daha önce hiç görmediğimiz insanlar biz yemek yerken çocuğumuzu alıp oyalıyor, gerçekten içtenlikle, seve seve oyun oynuyor, üstelik nasıl tutmaları, nasıl oturtmaları gerektiğini,  neye güldüğünü, neye nasıl tepki verdiğini gayet iyi biliyorlar, biz de gülümseyerek onları seyrediyoruz.
Güzelmiş, tanınmak, bilinmek, açıklama yapmak zorunda kalmamak, anlatma ihtiyacı hissetmemek... O anda oranın "normal"i olmak, ne büyük lüksmüş.
Artık bir ayağımız hep orada olacak. Teşekkürler Grand Çello, her şey için!

2 yorum: