11 Kasım 2010 Perşembe

temas

Buzdağının üstü bazen altından çok daha küçük ve gösterişsizdir, yüzeyden bakıldığı zaman bütün dağ ondan ibaret sanılıp bakanı yanıltır. Asıl olay dağın altındadır bütün görkemi, haşmeti orada saklıdır.


Yeni bir fizyoterapistimiz var, oğlanı ilk gördüğünde yaptığı ilk benzetme bu “buzdağı meselesi” oldu. İçinde ne kadar çok şey olduğunu, potansiyelini, zekasını fark ettiğini ve bunların üzerine gideceğini söyledi.

Sonra “Bu çocuğu siz nasıl büyüttünüz? Nasıl bu kadar çok sevgi verdiniz? Tıbbı geçmişi çok ağır ve tüm bunlara rağmen bu çocuk tüm canlılara çok açık. Cansız olan herhangi bir nesne ile (oyuncak dahil) hiçbir ilişkisi yok, tüm hayatı çevresindeki insanlar. Beklenen ise tedavisinin travmasıyla içine kapanması, dünyayla tüm ilişiğini kopartması. Bu tamamen sizin başarınız. Bir yöntemi varsa bize de öğretin çünkü sadece cansız nesnelerle ilgilenen ve çevresinde canlı varlık istemeyen bir çok cocuk ile çalışıyorum” diye sordu.
“sarıldık" dedim, "sımsıkı sarıldık, ve sürekli onunla konuştuk. İlk 10 ay boyunca hiç tepki vermedi, ağlamadı bile, hiç kötü bir şey düşünmedik, sarılmaktan hiç vazgeçmedik, sonunda 10. Ayında gülümsedi, o gün bugündür hep gülüyor ve hiç susmasın istiyoruz.”

3 yorum:

  1. Böylesi sevgi dolu bir anne ve babaya sahipken başka türlü olması düşünüülemezdi ki!!!!!

    Alev Balta

    YanıtlaSil
  2. siz tam bir ilham kaynağısınız biliyorsunuz değil mi?
    pınar ramsay

    YanıtlaSil
  3. Bu yazınız beni de gülümsetti. Hep gülün olur mu, Umut hep gülsün :)

    YanıtlaSil