21 Kasım 2010 Pazar

esin ve annesi

Esin'in annesi Katya aradı bugün. Seneler var ki görüşmedik ama O'nun ve Esin'in kalbimde apayrı yerleri var.
Hastaneye oğlanın kemoterapi görmesi için ilk yattığımız gün gördüm onları. Aynı odayı paylaştığımız 4 hastadan biriydi Esin. 6 yaşında bir çocuktu o zaman şimdi 13 yaşında neredeyse bir genç kız.  Genetik bir kan hastalığıyla doğmuş, hastalık ilerlemiş ve lösemiye çevirmişti. Ağır tedaviler cevap vermiyor ve acil ilik nakli yapılması gerekiyordu. Nedenini tam hatırlayamadığım sebeplerden ötürü de yurtdışında olması gerekiyordu bu işlemin.
 Para yok, zaman az, SSK kapsam dışında tutuyor işlemi, mahkemeler, gazete haberleri, röportajlar içinde bir hukuk ve sağlık savaşı veriyordu babası. Kızının canı için savaşıyordu aslında. Hem de yeldeğirmenleriyle..
"2-3 ay ömrü var" demişti annesi bana fısıltıyla," eğer ilik nakli olmazsa"  Kimse duysun, bilsin, acısın  istemiyordu. Anne Rus baba Türk.  Sağlıklı çocuğa sahip annelerin Katya'dan öğrenecek çok şeyi var.  Bir kere ağladığını, boynunun büküldüğünü, yoruldum dediğini duymadım. 
Esin bıkmış tüm tedavilerden, her şeyi reddediyor, yemeği, uyumayı, ilaçları... Hırçın, umutsuz,kızgın... Ama anne dağ gibi sapasağlam!  Asla izin vermiyor göz yaşına, sızlanmasına, bağırmasına.  En ufak bir taşkınlığında odadaki herkesten özür dilettiriyor tek tek. "Çocuğum hasta" demiyor, "şımarsın, istediği kadar ağlasın" demiyor," bu odayı diğer arkadaşlarınla paylaşıyorsun ve onlar da hasta, kimseyi rahatsız edemezsin" diyor.  Doktorlar kan almak için canını yaktığında bunu istemeden yaptıklarını usanmadan anlatıyor. Terbiye, disiplin sonuna kadar.
Son anda Esin'in şansı dönüyor ve medyanın da etkisiyle SSK geri adım atıyor. İsrail'den ilik verecek bir donör bulunuyor, Almanya'da ilik nakli yapılıyor. Kurtuluyor Esin.  Yine hayat doluyor, çevremizde zıplamaya başlıyor.
Şimdi büyüdü Esin. Son aldığım haberlere göre sadece psikolojik problemler kalmış geriye. Yaşadığı travmanın etkisi ile uyum sağlayamıyor yaşıtlarına. Kaybettiği, hastanede yaşadığı  2 senenin üstesinden gelmeye çalışıyor.  Arkadaşları şarkıcı, artist, erkekler vs konuşurken o masallar, hayvanlar ve oyuncaklar peşinde olduğu için alay konusu yapıyorlarmış, itip kakıyorlarmış Esinciği.  O da üzülüyor, annesinin talebiyle yazdırıldığı aikido kursunda kendini savunmayı öğreniyormuş.
"Olsun geçecek bunlarda" dedim "Büyüyor ya, sağlıklı ya, sen yanındasın ya daha ne olsun!"

4 yorum:

  1. Küçük dertlere büyük büyük üzülen benim gibilerin sizden ve anlattıklarınızdan öğrenecek çok şeyi var. İyi ki yazıyorsunuz:) sevgiler

    YanıtlaSil
  2. Esin'e de kucak dolusu sevgilerimi gönderiyorum sizin aracılığınız ile. Ne güzel demişsiniz, "Büyüyor ya, sağlıklı ya, sen yanındasın ya daha ne olsun!" Annesi, babası ve tüm sevdikleri ile sağlıklı, mutlu güzel bir ömrü olsun.

    YanıtlaSil
  3. merhaba siz ve çocugunuz çok özel insanlarsınız bende 100.izleyici olup sizin özel bir izleyiciniz olmak istedim
    sizin için birşeyler yapmak beni çok mutlu eder inşallah öyle bir fırsatım olur

    YanıtlaSil
  4. Fatma hanım ne kadar incesiniz çok teşekkürler! Ben de 100. izleyicimi sevgiyle kucaklıyorum :)
    Nil Hn. Katya'ya sevgilerinizi ileyeceğim mutlaka.
    Zeynep Hn herkesin derdi kendine büyük ama yine de hayat çok kısa ve hiç bir şeyi dert etmeye değmiyor, güzel günler dilerim

    YanıtlaSil