23 Kasım 2010 Salı

tam 6 sene önce

"Bir dakika, bir dakika ben anlamıyorum daha bir kelimesini bile, kucağımda 15 günlük bir bebek var, daha yeni ameliyat oldu, dün çıktı yoğun bakımdan, hastaneden buraya apar topar ambulansla yolladılar bizi, yanımızda bu sağlık görevlileri neden duruyor daha kavrayamadan siz bana kemoterapiyi anlatıyorsunuz."
"Bir dakika ben daha nasıl emzireceğimi bilmiyorum, sezeryan dikişlerim kaynamamış, lohusayım, içimde cinler dolaşıyor, bugünü kavramamışım, siz bana yıllardan bahsediyorsunuz."
"iki gün önce elime pataloji raporunu tutuşturduklarında da böyle olmuştum, anlamakta zorlanmıştım, aynı pataloji uzmanının sonuca bakıp gözlerine inanamaması gibi.  Nasıl bir illet bu böyle?  Biri önce bana bunu anlatsın."
"Aynı kan grubundan birilerini buluruz elbet, bir sürü arkadaşımız var çok şükür ama bu sevk, rapor, ssk, istediğiniz koli koli ilaçlar, serumlar, setler, şırıngalar bunları nasıl halledeceğiz, bilmiyorum ki?"
"Eve gitmeyecekmiyiz biz hiç?"
Bütün bunları o gün söylemek istemiştim, tam 6 sene önce, o ameliyat sonrası ilk tedavimizi yapacak olan doktor hanımla tanışmaya ambülans ile gittiğimizde.
Hiçbirini söyleyemedim, sadece sessizce ağladım.
Konuşmasının ortasında, o sert doktor hanımda ağlamaya başladı.  "sakın yanlış anlamayın, size acıdığımdan değil, yeni doğum yaptım bende" dedi, "hormonlarım yüzünden, karşımda ağlayan birini görünce ben de ağlamaya başlıyorum"
Ya benim hormonlarım? diye düşündüğümü hatırlıyorum.
O gün ilk ve son kez acıdım kendime, dr hanımın da acıdığından emin olarak.
 Sonra bir kalem aldım elime, anlamadığım şeyleri tek tek yazmaya başladım...

1 yorum:

  1. Her gün bir şey öğreniyorum bu blogtan biliyor musunuz? Tebrik ediyorum sizi, taa içten en derinden..Sevgiler..

    YanıtlaSil