7 Ekim 2010 Perşembe

yağmur

 Yeni iyileşmiş Umut, daha iyileşmemiş ben, zaten iyi baba, dün yürüyüşe çıktık.  Gidip bir kahve içelim istedik. Yağmur yağacağı belliydi, küçük pusetin yağmurluğunu aldım yanıma.  Kendime, hiç bir şey... Olan oldu ,dönüş yolunda yağmur bastırdı. Yağmurluğu pusetin üstüne yerleştirdim, oğlanın ayakları dışarda, yeni spor ayakkabıları parıl parıl.  Koşar adım eve geldik, biz sucuk gibi, oğlan kupkuru, yani öyle gözüküyor. Üzerimi değiştirip geldiğimde baktım babası oğlanın ayakkabılarını çoraplarını çıkartmış, ayaklarına masaj yapıyor. "sırılsıklam olmuş ayakları" diyor ve ben tokat yemiş gibi sarsılıyorum.
Bunu nasıl düşünmedim, neden önce o'nu kontrol etmedim, nasıl bu kadar sorumsuz olabildim? Kendime çok ama çok kızıyorum.
Çok basit, çok küçük bir olay her annenin başına gelebilir, çocuk yürüyor konuşuyor dahi olsa bir ihtimal annesine çoraplarının ıslandığını söylemeyebilir.
Oğlanla ilgili böyle küçücük olayları büyütüp gerilimi tavan yaptırmakta üstüme yok.  Her an tetikte olmak, yanlış yapmamaya çalışmak, ondan önce ve onunla hissetmeye çalışmak yormuyor ama sinir yapıyor. Yapılması gerekenleri, yapılacakları düşünmek, nasıllar, ne zamanlar üzerime geliyor.
Öğretmem gerek, bir derdi olduğunda bana, yanındakine, tanımadığı birine kendini ifade etmesini öğretmem gerek.
Ama önce öğrenmem gerek, kendime bu kadar yüklenmemeyi,  dert etmemeyi, rahat bırakmayı öğrenmem gerek

5 yorum:

  1. Lütfen kendinize çok fazla yüklenmeyin. Hem bence Umut ayaklarının ıslanmasını dert olarak görmemiştir ki. Tam tersi çok eğlenmiştir bence sizler hızlı hızlı eve dönmeye çalışırken. Çocuklar ayaklarıyla suya girmeye, su birikintileri ile oynamaya bayılır. Hem babası ayakkabıları çıkartıp şirin ayaklara hemen masaj yaparak ısıtmış bile. Siz de daha hastalıktan yeni kurtulmuş birisi olarak hemen üstünüzü değiştirmekle çok iyi yapmışsınız. Siz iyi olursanız Umut çok daha iyi olur :)

    Çok iyi bir anne-babasınız. Kendinize haksızlık etmeyin, olur mu :)

    Sevgilerimle

    Nil

    YanıtlaSil
  2. teşekkür ederim, çok güzel yazmışsınız :)

    YanıtlaSil
  3. dün gece bir rüya gördüm, hiç gitmediğim Ayşin'lerin evindeyim , küçük Umut bana emanet, deliler gibi eğleniyoruz, koşuyoruz, zıplıyoruz, salya sümük öpüşüyoruz,Umut beni çok seviyor ben deliler gibi yaramazlık yapıyorum, Ayşin nerededir,Umut'u neden bana emanet etmiştir , hiç haberim yok! Sadece çok eğlendiğimi hatırlıyorum, ufak hüzünlü hisler de var dimağımda, Değişik,ilginç, nereden, niçin,nasıl diye sorgulamaya çalıştım kendimi, bulamadım, kucuk Umut benım hep bilinçaltımda demekki deyip, çıktım işin içinden,

    YanıtlaSil
  4. "Öğretmem gerek, bir derdi olduğunda bana, yanındakine, tanımadığı birine kendini ifade etmesini öğretmem gerek."
    Çok haklısınız, kutluyorum bilincinizi...

    YanıtlaSil
  5. Arkadasim sen supersin..Bunu bil.. en ozetinden soyluyorum..Nil Hn'in yorumuna ve bakis acisina da bayildim.. bu islanma da belki baba ogul arasinda kendilerine ozel bir duygu yaratti.. Bosver ..sanirim herkes memnun.. ve inan onlar cin gibi..sen de Unut'u fazla hafife alma.. Istersen bir deney yap.. Ayagina 1 numara kucuk ayakkabiya sokmaya calis ..ve bekle ve gor tepkilerine.... ya da yemek istemedigi..begenmedigi bir tat oldugunda... :-)

    YanıtlaSil