25 Ekim 2010 Pazartesi

tebdil-i mekan

Kariyer, kariyer diye yanarken, basamakları birer birer tırmanırken araya bir de çocuk sıkıştırıveririm sanmıştım. Dantellerin, kurdelelerin arasında ona da yer bulur, kumaşlara sarar, olmadı sırtıma atar hem çalışır, hem büyütürüm demiştim.  Olamadı, en azından planladığım gibi olmadı. 4 ay resmi izin sonrası dönerim dediğim işime tam 2 sene sonra dönebildim.
İş arkadaşlarım, üstlerim, altlarım sevinçle aralarına aldılar beni.  Hepsi başıma gelenlerden haberdar, hepsi başından beri yanımda, bir telefon uzağımdaydı zaten.
Çalışmaya susamıştım, deliler gibi işe gömülmek istiyordum ki başımdaki kara bulutları görecek halim kalmasın.
 İş yerinde herkes çok özenli, çok dikkatli, çok hassas davrandı. Konuşmalar oğlanla başlayıp oğlanla bitiyordu. Konumum geçen sürede "başarılı tasarımcıdan" , "güçlü anne"ye değişmiş, verilen, beklenen işler hafiflemiş, projeler ötelenmiş, çıkış saatlerim esnetilmişti.
İlk başlarda herşey idealdi, hem çalışacak hem de oğlan için koşturacak vaktim oluyordu. Fakat zaman geçtikte daha çok sorumluluk almak istedim. Kendimi hazır hissettim ama üzerime yapışan "güçlü ama hassas" imajını silemedim.  Sonunda yapılacak en doğru şeyin beni, oğlanı tanımayan, başıma gelenleri bilmeyen insanlarla çalışmak ve yapılacak çok fazla işin olduğu bir başka firmaya geçmek olduğuna karar verdim. Tüm o güzel insanlara sarıldım, vedalaştım.
Aradan 3,5 yıl geçti. Hala doğru karar verdiğimi düşünüyorum.  "tebdil-i mekanda ferahlık vardır"
(illustrasyon: audrey kawasaki)

1 yorum:

  1. Ben de ayni seyi yapmistim..ve dogru karardi..o benim ozel hayatimdi.. rolum farkliydi.. bazen insana yapilan extra iyilik de garip mi oluyor anlamadim...Kimseden farkli bir muamele gormek istemiyorsun..sanirim bu..Ve yeni gectigin yerde aile hayatina fazla dahil ettirmeden ve dramatize edilmesine izin vermeden yasamak istiyorsun.. Yani ben oyleydim..

    YanıtlaSil