1 Şubat 2012 Çarşamba

kardeş kardeşe

Bu bloga CP'li yetişkinler yazdı, CP'li anneleri yazdı ama hiç CP'li kardeşi yazmamıştı. Geçen hafta bir mail aldım Şerife'den. Blog'u beğendiğini özellikle dr'un Umut'a "elektrik mühendisi olamayacağını" söylemesinden etkilendiğini çünkü 3 kardeş olduklarını en küçük kardeşin CPli kendisinin ve diğer kardeşinin de elektrik mühendisi olduğunu yazmış.
Şerife'de benden. Kardeşini ailenin şansı, gözbebeği, güzelliği olarak tanımlıyor. Bulmuşken soru üzerine soru yolluyorum kendisine, sevinçle cevaplıyor, beni sevindiriyor.
Yazdıkları benim kendimle hesaplaşmamı başlatmama da sebep oluyor bir taraftan. 2. çocuk sorusu tekrar tekrar kafamın içinde dönmeye başlıyor.

 İşte Şerife'nin güzel yazısı;

"Benim için kardeşim Fatoş  bütün hayatımın merkez noktasıdır.  Onu birkaç gün görmeyince veya onunla konuşmayınca o kadar çok özlüyorum ki... Fatoş'un bize sunduğu sevgi saf, katıksız ve karşılıksız, o kadar değerli ki benim için.
Hani evde hiç büyümeyen bir bebek varmış gibi . Öğrendiği her bilgiye, söylediği her söze hala şaşırabiliyor ve mutlu oluyoruz.  Aslında evde o mutluyken herkes mutlu, o hastayken herkes hasta, o üzgünken herkes üzgün.  Sadece benim için değil bütün ailem için (hala,dayı, teyze, kuzenler..) dünyanın merkezi Fatoş.
Bizim ailemizde herşey, her zaman Fatoş'a odaklı yapılır ve o hep önceliklidir. Annem ve babam herşeyi Fatoş'a göre düşünüp planlarlar.  Hani bazı kardeşlerin bu sevgiyi kıskandığı söylenir , bizde tam tersidir.  Çünkü biz de Fatoş'u anne ve babamızdan daha çok seviyoruz, bu nedenle onların sevgi ve alakası hiç bir zaman bizi kıskandırmadı veya üzmedi.
Fatoş şuanda 23 yaşında. Yürüyemediği için ancak annem ve babam hareket ettirebiliyor. Yaklaşık yirmi yıldır rehabilitasyon merkezine gidiyoruz hem fizik tedavi hem de eğitim dersleri alıyor.  Tabii haftanın iki günü merkeze gidiliyor,onun dışında hergün günde iki defa belirli fizik tedavi hareketleri var, bu hareketleri annem yaptırıyor.
Aslında herkes kendinde olanın bir üstünü istiyor sanırım.  Bizde o kadar isterdik ki kardeşim yürüyebilsin, gittiğimiz heryere onu da götürebilelim.  Gördüğümüz bütün güzellikleri onunla paylaşabilelim.  Tabii ki tekerlekli sandalyesiyle hava koşulları müsait olduğu sürece mahalemizde geziyoruz veya belli günler gezmeye çıkıyoruz ama yürüyebilse çok daha farklı olacağını düşünüyorum. Buna karşılık Fatoş sakin bir çocuk çok sevgi dolu ve bütün isteklerini veya ihtiyaçlarını dile getirebiliyor çoğuna görede bu bizim şansımız sanırım.
İlerisi için ortanca kardeşim ve ben olduğum sürece (her ikimiz de çalıştığımızdan ve ekonomik bağımsızlığımız olduğundan) Fatoş konusunda hiç kaygılanmadığımızı söyleyebilirim. Yeter ki O hep hayatımızda olsun, hep bizimle olsun, bu bize yeter.  Bir şekilde bütün engelleri aşacağımıza inanıyorum.
Bazı annelerin (annemin rehabilitasyon merkezinde tanışıp görüştüğü) ailelerinin çocuklarını kabullenmediği ve ortamlarda istemediği şeklinde yorumlarına tanık olduk.  Ben ve kendi geniş ailem , mahalledeki komşularıımız ve tanıdıklarımız için bunun kesinlikle söz konusu bile olmadığını söyleyebilirim.  Komşularımızda dahil herkes öncelikli olarak onu sorarlar hep bize.  Aslında biz Fatoş'u okadar çok seviyoruz ve o kadar çok bizim hayatımızın içinde ki başkalarının farklı bir duyguya kapılmasına engel oluyoruz gibi geliyor.

Tabii dışarıda gezdiğimizde farklı bakışlar olabiliyor bazen , ona da alıştık artık.  Dediğim gibi biz o kadar rahatız ki insanlara da o duyguyu yaymaya çalışıyoruz.

Daha önce de size söylediğim gibi böyle bir SEVGİ'ye sahip olduğumuz için çok şanslı olduğumuzu düşünüyorum. Umarım onlar hep hayatımızda olurlar o sonsuz sevgileriyle..."

1 yorum:

  1. Ne güzel bir abla tarafindan böyle sevilmek. Fatoş'un yerinde olabilmeyi isterdim...

    YanıtlaSil