17 Eylül 2011 Cumartesi

farklı bir şeyler

"Farklı bir şey hissedersen, yolunda gitmeyen bir şeyler, hemen bizi ara!" demişti doktorlar. Normal şeyin bile ne olduğunu bilmeyecek kadar yeni anneydim o zaman, farklı şey ne olabilirdi? Umut daha 4-5 aylıktı, kemoterapi alıyordu, 3 ameliyat geçirmişti, gülmüyordu, ağlamıyordu,  biz evimizden uzaktık ve  zaten her şey farklıydı.
bir kaç günlüğüne eve yollarlarken söylemişlerdi bize bu cümleleri. O gün kafama kodlandı. "farklı şey kötüdür" O günden bu güne farklı çok şey oldu. O kadar alert durumundaydım ki farklı olan her kötüyü çok şükür yakalayabildim, ama içimdeki "ya fark edemezsem? " korkusu beni yedi bitirdi.
Geceleri farklı nefes alıyor mu diye uykusunu dinledim, hastalandığında nefes hızını saydım,  ateşi var mı diye sürekli kontrol ettim, hala evin her yanında dereceler durur ve acil durumda müdahale gerektiren ilaçlar ulaşılması en kolay yerlerdedir.
 Hala korkuyorum ama bastırıyorum da, çok sağlıklı değil biliyorum çünkü ilk fırsatta yüzeye çıkıp kalbimin deli gibi atmasına, bir yorganın altına girip aylarca uyuma isteğine sebep olabiliyorlar. Tıpkı dün olduğu gibi...
Dün gelen fizyoterapist gerekli hareketleri ihmal edersek kaslarının kısalacağından, ameliyat gerekeceğinden, kalça çıkığından, ayak yamukluğundan bahsetti. Hepsini biliyordum ama tekrar duymak korkumu uyandırdı.  Kafa çapının artık büyümeyeceğini, bir bebek kafasına sahip erişkin bir bedene sahip olacağını söylemesi, tek bacağının diğerine göre kısa olduğunu öğrenmem de korkunun yanına bir de saçma bir şekilcilik üzüntüsü getirdi.
1 saat kadar ne yaptığımı bilmez şekilde dolandım. Sonra Umut'a baktım, acayip neşeli, çığlıklar atıyor, oyun oynuyor, keyifli, hem de çok. " Eeee ben niye böyleyim o zaman? " Evimizdeyiz, mutluyuz, daha hiçbir şey yok ortada, daha kısalmış kaslar, yamuk ayaklar, ameliyat ihtimalleri bile yok ortada. Daha vucut büyümemiş zaten, o kafa da çok yakışıyor o gövdeye, üstelik belki ölçsem benim bacağımda 1cm kısa çıkacak! üzülecek, korkacak hiç bir şey yok ki ortada!
Hadi Umut gel şarkı söyleyelim "leblebi koydum tasa, kız annem!"

2 yorum:

  1. Yazmayacaktim ama kendimi tutamadim. Neye göre kime göre güzelik, normallik? 8 yasindaki kizimin satranc kulübünde 12 yasinda bir Jan var. Sag kol ve bacagini tam olarak kullanamiyor, galiba diger kol ve bacagina göre biraz daha kisa bu uzuvlari. Nedenini bilmiyorum, merak da etmedigim icin annesine sormadim, genellikle cocuklari beklerken okul, satranc ve yemek üzerine konusuyoruz. Gercekten güzel bir cocuk, daha da önemlisi hüzel huylu. Gecen annesine "ne güzel, kendi yasitlari gibi kazaninca kasinti hareketlere girmiyor, kendinden kücükleri asagilamiyor hatta kizimla oynarken ona yardim ediyor, cok takdir ediyorum" dedim. Kadin "bu övgü benim icin cok önemli, cünkü herkes bu halde satranc oynuyor, bu halde sunu bunu yapiyor diye övüyor, ilk kez birisi cikip karakterini övdü" dedi. O gün eve dönerken kizim oyunun ayrintilarini anlatiyordu sonra birden sessizlik oldu bana "anne sen sekiz yasinda olsaydin Jan'i harika bulur muydun" diye soruverdi! Hic düsünmedim gercekten cevap verirken "biliyor musun tatlim sekiz yasinda olsaydim ondan baskasini harika bulmazdim." Biliyorum Umut'un blogunda kendi cocugumdan söz etmek yersiz ve kaba, ama size bir örnek vermek istedim. Gerci ben de cocuklarla ilgili endiselere kapiliyorum gereksiz yere, yoksa bütün anneler böyle mi?

    YanıtlaSil
  2. ikinizin de yazmasi bence daha bir guzel oldu. son zamanlarda blog okumak o kadar daraltici olmaya baslamisti ki, insan gercek hikayeler ariyor ister istemez. bundan tam 18 sene kadar once yani yaklasik 12 yasindayken, babamin arkadasinin oglu Murat' a deli gibi asiktim. hatta durumundan faydalanip durmadan elini tutardim. benim icin ha onun ha baskasinin elini tutmusum hep ayni kalp carpintisiydi. o kadar zekiydiki, entellektuel bir cocuktu, gulecti ve sakaci. Murat spastikti aslinda, cenesi durmadan calisan, zehir gibi yakisikli bir cocuktu. demem o ki bana beni hatirlatti bu yorum. Her gun kendimce kainata yasam sansi verdigi icin dua ediyorum. ha bir eksik, ha bir fazla... zaten gercek insanlar, dediginiz hic bir konuya takilmadan gorebiliyor karsisindakini.
    selam ederim

    YanıtlaSil