22 Aralık 2010 Çarşamba

kadın

Arkadaşlarım gelmişti beni görmeye, birazda olsun kafamı dağıtmaya çalıştığım hastane günlerinden biriydi. Hava soğuk olduğundan bahçeye değil 6. kattaki cafeye çıktık ve bir masaya iliştik. İçerisi tıklım tıklım.  Soruyorlar anlatıyorum, soruyorlar anlatıyorum. ilaçlar, ameliyatlar, ambulanslar, bebekler, hastalık, ben, umut, karmakarışık bir çorba. Uzun zamandır görmemişim onları, içimi döküyorum acı bir kahve eşliğinde.
Birden sırtımda bir el hissediyorum sıcacık, kafamı kaldırıp bakıyorum, yere kadar uzun bir gecelik giymiş kıvırcık siyah saçlı ben yaşlarda bir kadın, sarılıyor bana, eğilip alnımdan öpüyor. Hiç rahatsız olmuyorum aksine bende elini sıkıp gülümsüyorum ona.
Yan masadan bir adam; "konuşamıyor" diyor kadın için, akrabasıymış. "Konuşmalarınızı duydu çok etkilendi, engel olamadım size sarılmasına" diyor. Başına ağır bir cisim düşmüş kadının, travma geçirmiş, iyileşme  sürecindeymiş ama henüz tam toparlayamamış kendini. Hava alsın diye cafeye gelmişler.
Gözlerinin içine bakıp teşekkür ediyorum, konuşmasına gerek yok ki...

1 yorum: