mış, muş...
Artık sınıfın içinde arkadaşları bağırsa da zıplamıyormuş. Hatta donup kalmıyormuş bile. Şarkılara, oyunlara katılıyormuş. Müzik dersi en sevdiğiymiş, öğretmenine "abi" diyormuş. Dans etmek için sırasını beklemiyor, herkesle beraber dans ediyomuş. Konuşabildiği kelimeleri yazıp duvara asmışlar, herkes oradan bakıp konuşturuyormuş. Kuşluk kahvaltısında taze meyve suyunu neredeyse bitiriyormuş, hem de bardaktan. Yemeğini, yoğurdunu silip süpürüyormuş. Sınıfında 3 öğrenci varmış, adı "çiçekler" sınıfıymış. Arkadaşları O'na çok özenli davranıyorlarmış. Yemekhaneye tekerlekli sandalyesini iterek onlar götürüyorlarmış. Yemek yerken başı düşerse arkadaşı gelip kaldırıyormuş. Her pazartesi ve cuma İstiklal marşlı tören yapıyorlarmış. Bizimki "lay lay lay" diyerek marşa eşlik ediyormuş. Tek başına aldığı fizik tedavi ve bireysel eğitim dersleri başlamış ama daha konuşma terapisi başlamamış. Öğretmeni ile yürümeye başlamış, azar azar da olsa koridorda dolanıyorlarmış. 1. sınıflara ziyarete gidiyorlarmış. Dinlenme saatinde kıkırdıyorlarmış. Seviyormuş okulu, gülüyormuş.
mış, muş...
annesi çok seviniyormuş, babası yollarda biraz yoruluyormuş, ablası boya içinde kalan kıyafetlerine şaşırıyormuş, komşular "okul nasıl?" diye soruyorlarmış ve Umut'tan tek bir cevap geliyormuş "oooooh"
Artık sınıfın içinde arkadaşları bağırsa da zıplamıyormuş. Hatta donup kalmıyormuş bile. Şarkılara, oyunlara katılıyormuş. Müzik dersi en sevdiğiymiş, öğretmenine "abi" diyormuş. Dans etmek için sırasını beklemiyor, herkesle beraber dans ediyomuş. Konuşabildiği kelimeleri yazıp duvara asmışlar, herkes oradan bakıp konuşturuyormuş. Kuşluk kahvaltısında taze meyve suyunu neredeyse bitiriyormuş, hem de bardaktan. Yemeğini, yoğurdunu silip süpürüyormuş. Sınıfında 3 öğrenci varmış, adı "çiçekler" sınıfıymış. Arkadaşları O'na çok özenli davranıyorlarmış. Yemekhaneye tekerlekli sandalyesini iterek onlar götürüyorlarmış. Yemek yerken başı düşerse arkadaşı gelip kaldırıyormuş. Her pazartesi ve cuma İstiklal marşlı tören yapıyorlarmış. Bizimki "lay lay lay" diyerek marşa eşlik ediyormuş. Tek başına aldığı fizik tedavi ve bireysel eğitim dersleri başlamış ama daha konuşma terapisi başlamamış. Öğretmeni ile yürümeye başlamış, azar azar da olsa koridorda dolanıyorlarmış. 1. sınıflara ziyarete gidiyorlarmış. Dinlenme saatinde kıkırdıyorlarmış. Seviyormuş okulu, gülüyormuş.
mış, muş...
annesi çok seviniyormuş, babası yollarda biraz yoruluyormuş, ablası boya içinde kalan kıyafetlerine şaşırıyormuş, komşular "okul nasıl?" diye soruyorlarmış ve Umut'tan tek bir cevap geliyormuş "oooooh"
Masallah Umut' a masallah! :)
YanıtlaSilO zaman bizden de kocaman bir "ohhhhhh";)
YanıtlaSilMaşallah
YanıtlaSil:) :) :) :) :)
YanıtlaSilgülücük işaretlerinin binlercesini koymak isterdim ,attığım kahkayı duymanız için.... o kadar çok sevindimki...
ohhh be Umut ohhhh be...
Gülşen
ne guzel ne harika haberler. cok sevindim. sevgiler
YanıtlaSilMerhaba,
YanıtlaSilBen Umutumuzun okuldaki fizyoterapistiyim. Umut hepimizin gözbebeği,neşesi,sevgi sembolü...Sevgi dolu bir aileden geldiği o kadar belli ki. Sınıfında kendini çok rahat hissediyor,tüm etkinliklere destek alarakta olsa katılıyor.Cuma günü ayakta durarak arkadaşlarına istiklal marşını okuttu ve arkadaşlarına bay bayyy diyerek evlerine uğurladı.Güzel bir haftaya daha başladık.
Tüm arkadaşlarım adına İyi dileklerimizle:)
mış, muş... masallar gerçek oluyor :)
YanıtlaSilteşekkürler Ebru Öğretmen, yüreğine sağlık. Bizi çok mutlu ettiniz. Sizden bunları duymak o kadar önemli ki bizim için! beraberce nice mutlu günler yaşayalım inşallah
YanıtlaSil