Bu tüp bebek tedavisi ile doğmak istemeyen bir bebeğin hikayesidir.
Bu yıllar öncesinde annesinin rahmine düşen ama zor koşullar, gergin ortam ve sağlıksız şartlar gerekçesi ile milimetrelerle ölçülen bedeni daha kalp sesi bile işitilmeden oradan alınmış ama ruhu rahimde kalmış bir bebeğin öyküsüdür.
Bebeğin şimdilerde 7 yaşında olan bir ağabeyi bulunmaktadır. Çok ağır bir hastalıkla doğan ve son hafta kontrolüne kadar problemi bilinemeyen ağabeyi türlü ameliyatlar ve tedaviler sonucunda sağlığına kavuşmuş ama ağır engelli kalmıştır. Hala minicik bir bebek gibi bakıma muhtaçtır.
Anne, çocukları çok sevmesine ve hep kalabalık bir aile düşlemesine rağmen ilk çocuğunun durumundan dolayı ikincinin hayallerini hep ertelemiştir. Aynı sağlıksızlığın tekrarlanması endişesinin yanı sıra ilerideki hayatlarında ikinciye birincinin sorumluluğunun yüklenmesinin büyük haksızlık olduğunu düşündüğünden, ayrıca ikinciye verecek enerjisi olup olmadığından hep şüphe duymuştur.
Ama bebek tüm bunların bilincindedir. Bu hayata gelmeyi ve bu aileyi seçmeyi kendi istemektedir. Tıpkı sağlıksız doğan ilk çocuğun bu aileyi seçerek dünyaya gelmesi gibi. Sabırla bekler. Tüm şartların düzelmesini, ağabeyinin en keyifli, sıhhatli olduğu, anneye olan bağımlılığının sosyalleşme ile biraz da olsa koptuğu anı bekler. Annenin iş yükünün azalmasını, sağlığına çok daha önem verdiği anı kollar. Annesinin “tamam şimdi hazırım işte” dediği, artık doktorlardan, iğnelerden testlerden ve hastane kokusundan korkmadığı anı bekler.
Anne de tüm bu zaman içinde kendini dinler. Acaba’ları, belki’lere dönüşür, gittikçe cesaretlenir. “tamam şimdi!” dediği an eşiyle beraber bir doktora görünür. Türlü testler sonucu hem annede hem de babada yaşanılan bunca zor zamanın belirtileri olan üreme zayıflıkları bulgulanır. Doktor tüp bebeği önerir, anne kabul eder. Zahmetli bir işlem olduğunu bilse bile artık hazırdır. Doğumunun üzerinden 7 , kürtajının üzerinden 5 sene geçmiştir.
Anneye ilk günlerde yapması gerekenler anlatılır ilaçlar eline tutuşturulur. Anne diğer günlerde olacakları sormaz çünkü bilmek istemez, sadece ilk haftanın iğneleri elindedir. Çevresinde tüp bebek tedavisinden yıprananları, defalarca deneyerek başaranları veya başaramayanları , extra hormonların yarattığı etkileri bilir. İlk hafta ne yazık ki aileden uzakta dünyanın diğer ucunda bir iş seyahatinde tek başına geçekleşecektir. Anne bundan huzursuz olur ama kimseye belli etmez. Bir yandan da gelecek olanı artık çok istediğinden sesini çıkartmaz, işi bir sonraki aya atmaz.
Uçakta heyecandan uyuyamaz ve regl olmayı bekler, ertesi gün ilaçları dolaptayken bekler, sonraki gün yollardayken bekler. 1 hafta geçer ama hala bir hareket olmaz. Bebek annesini duyar ve istediğini bilir. Annesi hazır olduğunda kimselere zahmet vermeden sessizce rahimde belirir.
Anne şehre döndüğünde daha evin kapısından içeri girmeden laboratuara koşar, testini yaptırır. Sonucu almaya oğlu ile beraber gider ve oğlunun kulağına fısıldar “bir kardeşin olacak…”
Bu tüp bebek olarak doğmak istemeyen özel bir ruhun ilk hikayesidir.
Bu yıllar öncesinde annesinin rahmine düşen ama zor koşullar, gergin ortam ve sağlıksız şartlar gerekçesi ile milimetrelerle ölçülen bedeni daha kalp sesi bile işitilmeden oradan alınmış ama ruhu rahimde kalmış bir bebeğin öyküsüdür.
Bebeğin şimdilerde 7 yaşında olan bir ağabeyi bulunmaktadır. Çok ağır bir hastalıkla doğan ve son hafta kontrolüne kadar problemi bilinemeyen ağabeyi türlü ameliyatlar ve tedaviler sonucunda sağlığına kavuşmuş ama ağır engelli kalmıştır. Hala minicik bir bebek gibi bakıma muhtaçtır.
Anne, çocukları çok sevmesine ve hep kalabalık bir aile düşlemesine rağmen ilk çocuğunun durumundan dolayı ikincinin hayallerini hep ertelemiştir. Aynı sağlıksızlığın tekrarlanması endişesinin yanı sıra ilerideki hayatlarında ikinciye birincinin sorumluluğunun yüklenmesinin büyük haksızlık olduğunu düşündüğünden, ayrıca ikinciye verecek enerjisi olup olmadığından hep şüphe duymuştur.
Ama bebek tüm bunların bilincindedir. Bu hayata gelmeyi ve bu aileyi seçmeyi kendi istemektedir. Tıpkı sağlıksız doğan ilk çocuğun bu aileyi seçerek dünyaya gelmesi gibi. Sabırla bekler. Tüm şartların düzelmesini, ağabeyinin en keyifli, sıhhatli olduğu, anneye olan bağımlılığının sosyalleşme ile biraz da olsa koptuğu anı bekler. Annenin iş yükünün azalmasını, sağlığına çok daha önem verdiği anı kollar. Annesinin “tamam şimdi hazırım işte” dediği, artık doktorlardan, iğnelerden testlerden ve hastane kokusundan korkmadığı anı bekler.
Anne de tüm bu zaman içinde kendini dinler. Acaba’ları, belki’lere dönüşür, gittikçe cesaretlenir. “tamam şimdi!” dediği an eşiyle beraber bir doktora görünür. Türlü testler sonucu hem annede hem de babada yaşanılan bunca zor zamanın belirtileri olan üreme zayıflıkları bulgulanır. Doktor tüp bebeği önerir, anne kabul eder. Zahmetli bir işlem olduğunu bilse bile artık hazırdır. Doğumunun üzerinden 7 , kürtajının üzerinden 5 sene geçmiştir.
Anneye ilk günlerde yapması gerekenler anlatılır ilaçlar eline tutuşturulur. Anne diğer günlerde olacakları sormaz çünkü bilmek istemez, sadece ilk haftanın iğneleri elindedir. Çevresinde tüp bebek tedavisinden yıprananları, defalarca deneyerek başaranları veya başaramayanları , extra hormonların yarattığı etkileri bilir. İlk hafta ne yazık ki aileden uzakta dünyanın diğer ucunda bir iş seyahatinde tek başına geçekleşecektir. Anne bundan huzursuz olur ama kimseye belli etmez. Bir yandan da gelecek olanı artık çok istediğinden sesini çıkartmaz, işi bir sonraki aya atmaz.
Uçakta heyecandan uyuyamaz ve regl olmayı bekler, ertesi gün ilaçları dolaptayken bekler, sonraki gün yollardayken bekler. 1 hafta geçer ama hala bir hareket olmaz. Bebek annesini duyar ve istediğini bilir. Annesi hazır olduğunda kimselere zahmet vermeden sessizce rahimde belirir.
Anne şehre döndüğünde daha evin kapısından içeri girmeden laboratuara koşar, testini yaptırır. Sonucu almaya oğlu ile beraber gider ve oğlunun kulağına fısıldar “bir kardeşin olacak…”
Bu tüp bebek olarak doğmak istemeyen özel bir ruhun ilk hikayesidir.
Ne kadar sevindiğimi bilemezsin. Bu bebek herkese iyi gelecek, çok çok iyi gelecek. Nedense öyle hissediyorum. Sabahın en güzel haberi bu.
YanıtlaSilÇok mutlu oldum umarım herşey gönlünce olur
YanıtlaSilgece okudum sizi, bu sabah yinede bakmak istedim,hissettim sanırım bu kadar güzel bir yazı okuyacağımı... çok sevindim çok...
YanıtlaSilGöz yaşlarımı tutamadım. Ne kadar sevindiğimi anlatamam. Çok iyi olacak herşey, eminim.
YanıtlaSilmuhteşem bir haber bu....sağlıkla gelsin özgür ruh.
YanıtlaSilbu mutlu haberi önce arkadaşım selda özdemir,den telefonla öğrendim.okumuş heyecanla ve mutlu bir sesle süprizi verdi.hemen açtım bilgisayarı okudum çok sevindim.bu umutada sizede çok iyi gelecek.herşey gönlünüzce olsun...
YanıtlaSilSahi mi? Gerçekten mi? İnanamadım, iki kere soruyorum işte. Çok çok sevindim. Tebrik ederim. Çok keyifli, rahat ve huzurlu bir hamilelik dönemi diliyorum.
YanıtlaSilSevgiler,
ç.
Bu nasıl bir şeydirki benimde gözlerim doldu.Yazı dilin çok iyi ondanmı tanımadan seni ve aileni seviyoruz ondanmı?:) Ayşin çok ama çok tebrik ediyorum.Herşey gönlünce olsun sevgiler
YanıtlaSilÇok sevindim, tebrikler. Herşey gönlünüzce olsun.
YanıtlaSilinanılmaz çok sevindim, sağlıkla doğsun inşallah! herşey sizin gönlünüzce olsun.
YanıtlaSilhayırlı uğurlu olsun defalarca...
sevgiler
gorki
Çok mutlu oldum çok! Hepinize tebrikler; Umut'a abi olmak çok yakışacak :)
YanıtlaSilNasil sahane bir haberdir, pazar gununden beri icim icime sigmiyordu sevincten:)Tebrikler,tebrikler,tebrikler!
YanıtlaSilşuşu...
YanıtlaSilÇok sevindim :) Dün okudum çok heyecanlandım birşey yazamadım, bu sabah tekrar okudum, daha sakinim :) İnanın çok sevindim, hepiniz için özellikle de Umut için harika bir haber bu :)
YanıtlaSilAilemize bir bebek daha geliyor ha?
YanıtlaSilYaşasın!!!
herkese çok çok teşekkür ediyorum ! İnşallah sorunsuz bir hamilelik yaşarım ve sağlıklı bir bebek kucağıma alırım. Dualarınızı ve yolladığınız pozitif enerjiyi neredeyse hissedebiliyorum, iyi ki varsınız
YanıtlaSilÇok sevindim, çok. Güzel günler görürsünüz birlikte inşallah. Tüm kalbimle diliyorum...
YanıtlaSilAyşin' cim,
YanıtlaSilKüçük Şuşu muz geliyor dimi????
Belkide 23 ocak 2012 de...
Allahım, bu isteğimizi yerine getir ne olur.
Alev Balta..
Ayşin cim, Biz kendi bloğumuzu Şule nin adına açtığımız için benim sana yazdıklarımda onun da ismi otomatik çıkıyor. Seni üzdüysem özür dilerim..
YanıtlaSilAlev
süper bir haber bu.. tebrikler..
YanıtlaSilBoğazım düğüm düğüm oldu ama sonra sevinç kaldı geride...
YanıtlaSilbenim niye gözlerim doldu bilemedim ama çok çok sevindim, tebrikler:)
YanıtlaSiltüm bu güzel dileklerin gücü adına.....
YanıtlaSil